- zemin
- zemin·da·ry;
English syllables. 2014.
English syllables. 2014.
Zemin — →↑Jiang Zemin … Dictionary of contemporary English
zemin — is., Far. zemīn 1) Taban, döşeme, yer Kırmızı bir zemin üstünde bir sürü insan, havada uçan beyaz bir kuşa bakıyorlardı. M. Ş. Esendal 2) Kumaş, süslü kâğıt, halı, yer muşambası, tablo vb. desenli nesnelerde, biçimlerin üzerinde yer aldığı renk… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zemin kat — is. Bakınız zemin katı … Çağatay Osmanlı Sözlük
zemin katı — is. Giriş katı Bu da derde deva olamayınca zemin katını bakkal dükkânına tahvil etti. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
zemîn — (F.) [ ﻦﻴﻡز ] 1. yer. 2. dünya. 3. fon. 4. konu, alan … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ZEMİN — Kötürüm kimse … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
zemin hazırlamak — uygun ortam yaratmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zemin ve zamana uygun — konuya, içinde bulunulan şartlara uygun … Çağatay Osmanlı Sözlük
ZEMİN Ü ZAMAN — Vakit ve yer. * Münasebet. Mevzuya veya mes eleye olan uygunluk, hâl, vaziyet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ZEMİN-BUS — (Saygı ve hürmetten dolayı) yeri öpme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük